Uyak Turleri
- Tek ses benzeşmesine dayanan kafiyeye yarım kafiye denir.
- Genellikle Halk Edebiyatında kullanılır.
Gözlerinden kanlı yaş döker
Bulanık bulanık akar
Dağların seliyim şimdi
2- Tam Kafiye:
- İki ses benzeşmesine dayanan kafiyeye tam kafiye denilir.
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Hangi resmime baksam ben değilim
Nerde o günler, o şevk, o heyecan
Bu güler yüzlü adam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum, yalan
3- Zengin Kafiye:
- İkiden fazla sesin benzeşmesiyle oluşan kafiyeye denir.
- Daha çok Divan şiirinde kullanılır.Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene
Biz sende olamazsak bile sen bizdesin gene(”-ene“: Zengin Kafiye)Bin bahçeli beldemizi yâd ellere bıraktık
Gölgesinde barınacak tek ağacım yok artık(”-tık“: Zengin Kafiye)
4- Tunç Kafiye
- Kafiyedeki kelimelerden birinin, diğerini içinde aynen bulunması yani tekrar edilmesiyle oluşan kafiyeler tunç kafiye denir.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım
Mermer şadırvanda şakırdayan su
Yük elinden katı şikeste vü zâr
5- Cinaslı Kafiye
- Yazılışları ve okunuşları aynı anlamı farklı olan kelimelerle yapılan kafiyeye cinaslı kafiye denir.
- Cinaslı kelimeler daha çok manilerde kafiye olarak kullanılır.
Kapımdaki asmaya
Ben yârimden vazgeçmem
Götürseler asmaya
Dermanım kara gözler
Gemim deryada kaldı
Yelkenim kara gözler
Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç
Redif:
- Şiirde kafiyeden sonra gelen yapı ve anlam bakımından benzerlik taşıyan eklere, kelimelere veya kelime gruplarına redif denir.
- Halk şiirimizde redife kafiyeden daha çok önem verilmiştir.
- Redif kelimesinin sözlük anlamı “arkadan gelen”dir.
Şevk bir zincirdir gönlüm ânın divânesi -vâne: Zengin kafiye
Meyân-ı âşıkânda iştihârım varsa sendendir -âr(aar olduğundan): Zengin Kafiye Şeyh Galib
Göller dolu ördek olur, kaz olur - az: Tam Kafiye
Sevgi arasında yüz bin naz olur
Suçumu bağışla, ben sana kurban
Nücuma sor ki, bu kirpikler uyku görmüş mü?
1) YARIM KAFİYE: Tek ses benzerliğine dayanan kafiyedir.
Ben çektiğim kimler çeker
Gözlerim kanlı yaş döker
Bulanık bulanık akar
Dağlarım seliyim şimdi
İstedim kendimi bu göle atam
Elimi uzatıp yavruyu tutam
Örnek-3
Üstümüzden gelen boran kış gibi
Şahin pençesinde yavru kuş gibi
Seher sabahında rüya düş gibi
Çağıta bağırta aldı dert beni
Yollarda kalan gözlerimin nurunu yordum,
Kimdir o, nasıldır diye rüzgarlara sordum,
Hulyamı tutan bir büyü var onda diyordum
Sen miydin o afet ki dedim, bezm-i ezelde
Bir kanlı gül ağzında ve mey kasesi elde,
Bir sofrada içtik, ikimiz aynı emelde,
Karşımda uyanmış gibi bir baktı sarardı.
On atlıya karar verdim yaşını
Yenice sevdaya salmış başını
El yanında yakar gider kaşını
Tenhalarda gülüşünü sevdiğim.
Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk,
Soğuk bir mart sabahı.. Buz tutuyor her soluk
Baygın bir ihtizaz ile bi-huş akar dere,
Sahillerinde çocuklar uzanmış çemenlere…
Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Dost ilinden avareyim
Gel gör beni aşk neyledi
Niçin kondun a bülbül
Kapımdaki asmaya
Ben yarimden vazgeçmem
Götürseler asmaya
Örnek-2
Bilmem ki yaz mı gelmiş
Niçin açmış gül erken
Aklımı kayıp ettim
Nazlı yarim gülerken
Örnek-3
Kendin çöz kendin tara Bağ bana
Değmesin el başına Bahçe sana bağ bana
Ben yarime kavuştum Değme zincir kar etmez
Darısı el başına Zülfün teli bağ bana
Bizim elde bahar olur, yaz olur.
Göller dolu ördek olur, kaz olur.
Sevgi arasında yüz bin naz olur.
Suçumu bağışla, ben sana kurban.
Örnek-2
Bu ıslıkla uzayan, dönen, kıvrılan yollar,
Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar
Başını kaldırarak boşluğu dinliyordu.
Gökler bulutlanıyor, rüzgar serinliyordu.