Yasayan Demokrasi
YIKILIŞ DÖNEMİ II.ABDÜLHAMİT DÖNEMİI.MEŞRUTİYETİN İLANI: (1876)
Padişah: II.Abdülhamit
İlanda Etkili Olan Grup: Jön Türkler(Genç Osmanlılar)
Savundukları Düşünce: Osmanlıcılık
Meşrutiyet nedir: Krallık yada padişahlıkla yönetilen ülkelerde kralın yanında bir meclisin (parlamento) bulunmasıdır.
Meşrutiyeti ilan etmeye söz veren Sultan II. Abdülhamit verdiği sözü yerine getirerek Mithat ve Sait Paşaların hazırladığı KANUN-İ ESASİ'yi (anayasa) kabul ederek Meşrutiyeti ilan etmiştir.(23 Aralık 1876)
KANUN-İ ESASİYE GÖRE:
Osmanlı Meclisi AYAN ve MEBUSAN meclislerinden oluşacaktı. Ayan Meclisini Padişah Mebusan Meclisini ise halk seçecekti. (18 bin Yahudi bir, 107 bin hırıstiyan bir, 133 bin müslüman bir milletvekili seçecekti.) Seçilen milletvekilleri 20 Mart 1877'de toplanarak çalışmalarına başlamıştır. Bu arada Rusların bazı tavizler istemesi üzerine Meclis Rusya'ya karşı savaş ilanına karar vermiştir. Bu savaşta Osmanlı Devletinin büyük kayıplar vermesi üzerine Abdülhamit Kanun-i Esasinin 113.maddesine dayanarak 14 Şubat 1878'de meclisi kapatmıştır. Böylece Birinci Meşrutiyet'' sona ermiştir.
NOT: I.Meşrutiyetle halk, ilk olarak dolaylı da olsa yönetime katılmıştır.
NOT: I.Meşrutiyetin ilanını hızlandıran en önemli dış gelişme, 1876 da İstanbul'da toplanan TERSANE KONFERANS'ında Avrupalıların azınlıklarla ilgili isteklerine engel olunmak istenmesidir.
İSTANBUL (TERSANE) KONFERANSI (1876) :
Rusya'nın Panslavist politikasıyla Osmanlı Devleti üzerinde baskı kurmaya başlaması İngiltere'nin çıkarlarına aykırıydı. Bu yüzden İngiltere Balkan Milletlerinin sorunlarına çözüm bulmak amacıyla İstanbul'da Milletlerarası bir konferansın toplanmasını sağladı. Konferansa Osmanlı Devletinin yanısıra İngiltere, Rusya, Fransa, Avusturya ve İtalya katıldı. İstanbul Konferansı çalışmalarına başladığı sırada Osmanlı Devleti I.Meşrutiyeti ilan ederek konferansı etkisiz hale getirmeye çalıştı.
NOT: Osmanlı Devleti bu hareketiyle, konferans kararları üzerinde olumlu bir etki yapmak amacındaydı. Çünkü meşrutiyet rejimi içinde Osmanlı vatandaşı olan Yahudi ve Hırıstıyanlar da Meclisi Mebusana temsilci göndererek yönetime katılabilecek ve haklarını arayabileceklerdi. Bu yüzden Osmanlının Balkanlar'da ıslahat yapmasına artık gerek yoktu. Ancak Avrupa Devletleri bunu ciddiye almadılar ve konferansta aşağıdaki kararları aldılar.
Tersane Konferansı Kararları:
1) Sırbıstan ve Karadağ'ın toprakları genişletilecek,
2) Bulgaristan ve Bosna-Hersek'e özerklik verilecek.
Osmanlı Devleti bu kararları kabul etmeyince konferans dağılmış ve daha sonra Londra'da tekrar bir araya gelen Avrupa Devletleri benzer kararlar alarak Osmanlı'nın bu kararlara uymasını istemişlerdir.
1877-1878 OSMANLI-RUS SAVAŞI (93 HARBİ)
SEBEPLERİ:
1) İstanbul(Tersane) ve Londra Konferansı kararlarının Osmanlı tarafından kabul edilmemesi
2) Rusya'nın Panslavist politikası ve sıcak denizlere inme çabası Rusya bu sebeplerden birincisini gerekçe göstererek Osmanlı Devletine savaş ilan etti
SAVAŞ:
Ruslar doğuda Erzurum'a kadar ilerlediler. Rus ordusu AZİZİYE Tabyalarında GAZİ AHMET MUHTAR PAŞA tarafından durduruldu. Balkanlarda ise Ruslar Tuna'yı aşıp PLEVNE önlerine geldiler. Plevne'de GAZİ OSMAN PAŞA önemli başarılar kazandı. Ancak daha sonra Plevne düştü. Ruslar Edirne'yi alarak Çatalca önlerine kadar geldiler. Osmanlı Devleti barış istemek zorunda kaldı. İki taraf arasında AYESTEFANOS (Yeşilköy) ANTLAŞMASI imzalandı.
AYESTEFANOS ANTLAŞMASI(3 MART 1878)
MADDELERİ:
1) Sırbıstan, Karadağ ve Romanya tam bağımsız olacak ve sınırları genişletilecek.
2) Büyük bir Bulgaristan krallığı kurulacak.
3) Batum, Kars, Ardahan ve Doğu Beyazıt Ruslara verilecek.
4) Girit ve ERMENİLERİN oturduğu yerlere de ıslahat yapılacak.
5) Bosna-Hersek'e özerklik verilecek.
6) Teselya Yunanistan'a verilecek.
7) Osmanlı Rusya'ya 30 milyon altın savaş tazminatı ödeyecek.
NOT: Bu anlaşma Rusya'ya sıcak denizlere inme konusunda Balkan ve Doğu koridorunu açmıştır. Bu durum Avrupa devletlerin tepkisine neden olmuş, Rusya yeni bir savaşı göze alamadığından BERLİN'de bir kongre toplanmasını kabul etmiştir
NOT: AYESTEFANOS ANTLAŞMASI yürürlüğe girmemiş,bunun yerine Berlin antlaşması imzalanmıştır.
NOT: Osmanlı Devleti'nin imzalayıpta uygulamaya konulmayan iki antlaşma AYESTEFANOS ve SEVR'dir.
BERLİN KONGRESİ VE BERLİN ANTLAŞMASI (1878):
Kongreye Katılan Devletler: Osmanlı, Rusya, İngiltere, Fransa, Avusturya, İtalya ve Almanya.
NOT: Bu sırada İngiltere, Osmanlı Devletine KIBRIS'ın kendisine bir ÜS olarak verilmesi durumunda kongrede Osmanlı Devletini savunacağını söyledi. Osmanlı İngiltere'nin bu isteğini kabul etmek zorunda kaldı.
BERLİN ANTLAŞMASININ MADDELERİ (1878):
1) Ayestefanos Antlaşmasıyla kurulan BULGAR KRALLIĞI üçe ayrıldı:
a) Asıl Bulgaristan: Osmanlı Devletine vergi veren bir prenslik haline getirildi.
b) Makedonya: Islahat yapılmak şartıyla Osmanlıya bırakıldı.
c) Doğu Rumeli: Osmanlıya bağlı kalacak, ancak hırıstiyan bir vali tarafından yönetilecek.
2) Sırbistan, Romanya, Karadağ bağımsız olacak.
3) Bosna-Hersek Osmanlı toprağı sayılacak, yönetimi geçici olarak Avusturya'ya bırakılacak.
4) Kars, Ardahan ve Batum Ruslara, Doğu Beyazıt Osmanlı'ya verilecek.
5) Teselya Yunanistan'a verilecek.
6) Ermenilerin oturduğu yerlerde ve Girit adasında ıslahatlar yapılacak.
7) Osmanlı Rusya'ya 60 milyon altın savaş tazminatı verecek.
ÖNEMİ:
1) Osmanlı'nın dağılma süreci hızlandı.
2) Bu antlaşma ile İngiltere de Osmanlı topraklarının parçalanmasına katıldı. Bu yüzden Osmanlının dış politikasında İngiltere'den boşalan yeri ALMANYA almaya başladı.
3) ERMENİ MESELESİ ilk defa uluslararası bir antlaşmada yer almış, Ermeni Meselesi Ermenilerin değil Osmanlı'yı parçalamak isteyen devletlerin meselesi olarak ortaya çıkmıştır. Berlin Antlaşması, ERMENİ Meselesinin BAŞLANGICI olarak kabul edilmektedir.
4) Osmanlının 19. yy.da en çok toprak kaybettiği antlaşmadır.
5) Anlaşmadan en karlı çıkan, Bosna Hersek üzerinde haklar elde eden Avusturya ve Kıbrıs'ı üs olarak alan İngiltere'dir.
BERLİN ANTLAŞMASI SONRASI GELİŞMELER:
1) KIBRIS'IN İNGİLİZLERE ÜS OLARAK VERİLMESİ: Berlin kongresi sırasında Osmanlının çıkarlarını savunması karşılığı İngiltere'ye Kıbrısta üs kurma sözü verilmişti. Berlin Antlaşmasından sonra KIBRIS üs olarak İngilizlere verildi. (1878)
NOT: İngiltere böylelikle Süveyş kanalını kontrol etme imkanına kavuşmuştur. Osmanlının I.Dünya savaşına girmesiyle İngiltere, Kıbrıs'ı toprakların kattığını açıkladı.
2) DÜYUN-U UMUMİYE İDARESİNİN KURULMASI(1881):Osmanlı Devleti dış borç ve faizlerini ödeyemeyince alacaklı devletler bu idareyi kurmuşlardır. Bu idare dış borçları doğrudan toplamak suretiyle kurulan yabancı bir mali kontroldü. Bu da Osmanlı Devletinin ekonomik bağımsızlığına gölge düşürmüştür.
3) TUNUS'UN FRANSIZLAR TARAFINDAN İŞGALİ(1881): Fransa'nın Tunus'u işgalini Osmanlı Devleti sadece protesto edebilmiştir. (Fransa hatırlanacağı gibi 1830 yılında da Cezayir'i işgal etmişti.)
4) MISIR'IN İNGİLİZLER TARAFINDAN İŞGALİ(1882): İngilizler Süveyş Kanalının açılmasıyla önemi daha da artan MISIR'ı 1882'de işgal ettiler.
5) DOĞU RUMELİ'NİN BULGAR PRENSLİĞİ İLE BİRLEŞMESİ (1885): Doğu Rumeli Bulgarlarının Bulgar Prensliği ile birleşmek için ayaklanmaları sonucu yapılan görüşmelerde Osmanlı Devleti bu bölgenin Bulgar Prensliğine bağlanmasını kabul etti (1885)
6) GİRİT SORUNU VE OSMANLI-YUNAN SAVAŞI: Yunanistan'ın Giritin iç işlerine karışması ve burada çıkan ayaklanmayı desteklemesi sonucu OSMANLI-YUNAN savaşı çıktı. Yapılan DÖMEKE MEYDAN SAVAŞINI kazanan Osmanlı kuvvetlerine Atina yolu açıldı. Ancak Avrupa Devletlerinin müdahale etmesi üzerine İSTANBUL ANTLAŞMASI imzalandı. (1897) Buna göre Girit'e özerklik verilmiş, ayrıca yönetimi Yunanlı bir Prense verilmiştir.
NOT: Bu antlaşma ile Giritin yönetimi elimizden çıkmış, II.Meşrutiyet sırasında Girit Yunanistan tarafından işgal edilmiş,Balkan Savaşı sonucu imzalanan Atina Antlaşmasıyla da Girit'in Yunanistan'a ait olduğu kabul edilmiştir.
7) BOSNA HERSEK'İN AVUSTURYAYA BAĞLANMASI(1908): Berlin Antlaşmasında Bosna Hersek'in yönetimi geçici olarak Avusturyaya bırakılmıştı. II. Meşrutiyetin ilanı sırasında Avusturya Bosna-Hersek'i topraklarına kattığını açıkladı. Osmanlı bu durumu kabul etmek zorunda kaldı.
8) BULGARİSTANIN BAĞIMSIZLIĞINI KAZANMASI(1908): II.Meşrutiyetin ilanı ile oluşan karışıklıklardan yararlanan Bulgarlar bağımsızlıklarını ilan ettiler. Rusya'nın araya girmesiyle Osmanlı Devleti bu durumu kabul etmek zorunda kaldı.
9) II.MEŞRUTİYET'İN İLANI(1908):
Padişah: II.Abdülhamit
İlanında Etkili Olan Grup: İttihat ve Terakki
Savunulan Düşünce: Türkçülük
14 Şubat 1878'de Sultan Abdülhamit'in meclisi kapatmasıyla şahsi idare dönemi başlamış ve 1908 yılına kadar 30 yıl sürmüştür. Bu dönem içinde Sultan Abdülhamit'e karşı olanlar, meşrutiyeti yeniden ilan etmek amacıyla bir takım cemiyetler kurmuşlardır. Bu cemiyetler içinde en önemlisi İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ'dir.Selanik'te İttihat ve Terakki yanlısı subayların ayaklanması sonucu II.Abdülhamit meşrutiyeti tekrar ilan etmiştir. (1908) II. Meşrutiyetin ilanı sorunları çözmeye yetmedi. İçte ve dışta yeni sorunlar çıktı. Bu dönemde kurulan siyasi partilerin mevcudiyeti partizan çekişmeleri yarattı.
10) 31 MART OLAYI (13 NİSAN 1909):
İstanbul'da AVCI TABURLARININ başlattığı meşrutiyet karşıtı ayaklanmadır.
31 Mart Olayının Sonuçları:
1) Mahmut Şevket Paşa komutasındaki HAREKET ORDUSU İstanbul'a gelerek ayaklanmayı bastırmıştır. (M.Kemal bu orduda Kolağasıdır.)
2) II.Abdülhamit tahttan indirilmiştir.Yerine V.Mehmet Reşat padişahlığa getirilmiştir.
3) Kanun-i Esasinin bazı maddeleri değiştirilmiştir.
NOT: II.Abdülhamit'in tahttan indirilmesiyle Osmanlı Devleti Yönetiminde İTTİHAT VE TERAKKİ DÖNEMİ başlamış,bu dönem 1918'de imzalanan Mondros ateşkes Antlaşmasına kadar sürmüştür.Bu geçen 9 yıl içinde Osmanlı Devleti Trablusgarp, Balkan ve I.Dünya Savaşlarını yaşamış ve çok ağır yenilgiler almıştır. Mustafa Kemal'in isminin geçtiği ilk olaydır.
I. VE II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ FİKİR AKIMLARI:
1) OSMANLICILIK: Tanzimat döneminin sonlarına doğru bazı Osmanlı Aydınları GENÇ OSMANLILAR adıyla bir cemiyet kurdular. Bunların amacı Fransız ihtilali sonucu yayılan ''Milliyetçilik'' akımının Osmanlı Devleti üzerinde etkisini kırmaktı. Bunun için dil,din ve ırk farkı gözetmeksizin herkesin eşit haklara sahip olmasını savunuyorlardı. Bu milletlere yönetimde temsil hakkı verilirse Osmanlı Devletinden ayrılmayacaklarını düşünüyorlardı.
2) İSLAMCILIK(PANİSLAMİZM): Genç Osmanlıların ( jön Türkler ) Osmanlıcılık fikrine karşı II. Abdülhamit bu düşünceyi savunmuştur. Padişahın bunda iki amacı vardı:
Dar anlamda: İmparatorluğu korumak ve devam ettirmek.
Geniş anlamda: Hilafet çatısı altında dünya İslam birliğini sağlamaktı.
Bu düşünceyi savunanlara göre din ile millet birdir. Hangi milletten olursa olsun müslümanların halifenin etrafında birleşmesi gerekir.
NOT: İslamcılık düşüncesi de Osmanlıcılık gibi Milliyetçilik akımı karşısında etkili olamamıştır. Bunun en açık kanıtı da I.Dünya savaşında Halifenin Cihad çağrısına müslüman Arapların uymamasıdır.
3) TÜRKÇÜLÜK: İslamcılık ve Osmanlıcılık düşüncelerinin geçerli olduğu dönemlerde pek yaygınlaşamadı.Özellikle II.Meşrutiyet döneminde güç kazandı. Türkçülük düşüncesinin öncülerine göre devlet ancak dili, soyu ve ülküsü bir olan topluma dayanılarak sürdürülebilirdi. Türkçülük akımı ZİYA GÖKALP'in katkılarıyla ilmi bir içerik kazanmışdır.
4) BATICILIK: İlk olarak askeri alanda başlayan batılılaşma hareketi, daha sonra devlet ve toplum hayatında da etkisini gösterdi.
YIKILIŞ DÖNEMİ V.MEHMET REŞAT DÖNEMİ
TRABLUSGARP SAVAŞI:(1911)
AÇIKLAMA: XX. yy. başında Kuzey Afrikada sadece Trablusgarp Osmanlı egemenliğinde kalmıştı. ( Daha önce Cezayir'i ve Tunus'u Fransızlar, Mısır'ı da İngilizler işgal etmişlerdi.)
SEBEP: İtalya'nın gelişen sanayisi için hammadde ve pazar arayışı, bunun içinde Osmanlının elindeki
Trablusgarp'a asker çıkarmaları.
SAVAŞ: Osmanlı Devleti Trablusgarp'a (Libya) karadan asker gönderemiyordu. Çünkü Mısır İngilizlerin olduğundan kara yolu bağlantısı kesikti. Osmanlı Donanması İtalyan donanmasından zayıf olduğundan denizdenden de Trablusgarp'a müdahale edemedi. Bu yüzden aralarında M.Kemal ve Enver Bey'in de bulunduğu gönüllü subaylar bölgeye giderek burada İtalyanlara karşı başarılı savaşlar yaptılar. ( Tobruk, Derne, Bingazi)
SONUÇ: İtalyanlarla UŞİ (Ouchy)ANTLAŞMASI imzalandı. (1912)
Maddeleri:
1) Trablusgarp İtalya'ya verildi.
2) Oniki Ada ve Rodos geçici olarak İtalya'ya bırakıldı. ( Balkan Savaşı sırasında Yunanlıların eline geçmesin diye)
NOT: İtalyanlar Balkan Savaşından sonra sözlerinde durmayarak adalardan çekilmediler. II. Dünya Savaşından sonra adalar Yunanistan'a geçti.
UŞİ ANTLAŞMASININ ÖNEMİ:
Bu antlaşmayla Osmanlı Devleti Kuzey Afrika'daki son toprağını da kaybetti.
BALKAN SAVAŞLARI:
Sebep: Rusya'nın Panslavist politikası ve sıcak denizlere inme düşüncesi doğrultusunda Balkan Devletlerini Osmanlıya karşı kışkırtması.
AÇIKLAMA: İngiltere, Osmanlı-Almanya yakınlaşmasından rahatsızlık duyuyordu. Çünkü Almanya hem Avrupa'nın güçlü bir devleti hem de İngiltere'nin sömürgelerine göz diken bir tavırda idi. İngiltere Almanya tehlikesine karşı daha zayıf durumda olan Rusya'yı kullanmaya karar verdi. 1908 yılında Estonya'nın başkenti REVAL'de yapılan görüşmelerden sonra İngiltere Rusya'yı Balkan ve Osmanlı politikasında serbest bıraktı. Yani Rusya boğazları ele geçirebilecek, İngiltere buna ses çıkarmayacaktı. Fırsatı değerlendiren Ruslar Balkan Devletlerini Osmanlı Devletine karşı kışkırttılar.
I.BALKAN SAVAŞI:
SAVAŞ: * Rusların kışkırtmasıyla Sırbistan, Yunanistan, Karadağ ve Bulgaristan aralarında anlaşarak Osmanlı Devletine savaş açtılar.
* Osmanlı Ordusunun bir bölümü savaştan önce terhis edilmişti. Bu duruma bir de subaylar arasındaki siyasi çekişmeler eklenince Osmanlı Devleti bütün cephelerde yenildi.
* Makedonya, Batı Trakya, Edirne ve Kırklareli işgal edildi. Arnavutluk bağımsızlığını ilan etti.
NOT: Balkanlarda Osmanlıdan ayrılarak bağımsız olan son devlet ARNAVUTLUK'dur.
SONUÇ: Balkanların yeni haritasını belirlemek amacıyla LONDRA KONFERANSI toplandı.(1912) Londra Konferansında Osmanlı devleti Midye-Enez çizgisinin batısında kalan topraklarını kaybetti. ( Makedonya, Batı Trakya, Edirne, Kırklareli ). Ayrıca Bozcada ve Gökçeada dışındaki bütün Ege adaları Yunanistan'a geçti.
II. BALKAN SAVAŞI:
SEBEP: I.Balkan savaşında ençok toprağı Bulgaristan almıştı. Bu durumdan memnun olmayan Yunanistan, Sırbıstan, Karadağ ve Romanya Bulgaristan'a savaş açtılar. Bu durumdan faydalanan Osmanlı Devleti'de savaşa girerek Edirne ve Kırklareli'yi Bulgarlardan geri aldı.
NOT: I.Balkan Savaşı Osmanlı Devletine karşı, II. Balkan Savaşı ise Bulgaristana karşı yapılmıştır.
SONUÇ: Osmanlı Devleti Bulgaristan ile İSTANBUL, Yunanistan ile ATİNA Anlaşmalarını imzaladı.(1913)
NOT: İstanbul ve Atina Antlaşmalarında Bulgaristan ve Yunanistan'da yaşayan Türklere Azınlık'' statüsü verildi.
NOT: Balkan Savaşlarından sonra Talat, Cemal ve Enver Paşaların devlet idaresindeki etkinliği arttı. (Üç Paşa Devri)
I.DÜNYA SAVAŞI(1914-1918)
SEBEPLERİ:
1) EKONOMİK SEBEPLER: Almanya ve İtalya'nın gelişen sanayileri için hammadde ve pazara ihtiyaç duymaları, bu nedenle İngiltere ve Fransa'nın sömürgelerine göz dikmeleri
2) SİYASİ SEBEPLER:
a) Fransanın 1871'de kaybettiği Alsas-Loren Bölgesini Almanlardan geri almak istemesi.
b) Avusturya-Macaristan imparatorluğu'nun Rusların Panslavist politikasından rahatsız olması.
c) Devletler arası Gruplaşmalar:Savaştan önce yukardaki sebeplerden dolayı devletler birbirlerine karşı ittifaklar kurdular:
İTTİFAKLAR
ÜÇLÜ İTİLAF DEVLETLERİ (ANLAŞMA DEVLETLERİ)
1-İngiltere
2-Fransa
3-Rusya
ÜÇLÜ İTTİFAK DEVLETLERİ (BAĞLAŞMA DEVLETLERİ)
1-Almanya
2-Avusturya-Macaristan
3-İtalya
AÇIKLAMA: İtalya savaş başladıktan sonra grup değiştirerek İtilaf Devletlerinin yanında savaşa katılmıştır.
SAVAŞIN ÇIKIŞI:
Avusturya-Macaristan Veliahdı Saraybosna'da bir Sırplı tarafından öldürüldü. Bunun üzerine Avusturya Sırbistan'a savaş ilan etti, Rusya Sırbistanın yanında yer aldı,Fransa Rusya'yı destekledi. Almanya ve İngiltere'nin de katılmasıyla savaş genişledi.
OSMANLI DEVLETİNİN SAVAŞA GİRİŞİ:
İttihat ve Terakkinin ileri gelenleri Savaşı Almanya'nın kazanacağına inanıyorlardı. Onlara göre Osmanlı Devleti Almanya'nın yanında savaşa girerse Balkanlarda kaybettiği toprakların bir bölümünü geri alabilirdi. Bu nedenle Almanya ile gizli bir ittifak antlaşması imzalamışlardı.
ALMANYA'NIN OSMANLI DEVLETİNİ KENDİ YANINDA SAVAŞA ÇEKMEK İSTEMESİNİN NEDENLER:
1) Osmanlı Devletinin katılmasıyla savaş genişleyecek, Rus kuvvetlerinin bir kısmı Osmanlı cephelerine yollanacağından Almanya kendi cephelerinde rahatlayacaktı.
2) Osmanlı padişahının ''halife'' sıfatıyla yapacağı bir ''cihad'' çağrısı İngilizleri Müslüman sömürgelerinde zor durumda bırakacaktı.
NOT: İngiliz ve Fransızlar Osmanlı Devletinin Almanya' nın yanında savaşa girmesini istemiyorlardı.Çünkü cephelerin genişlemesini istemiyorlardı. Bu yüzden Osmanlı Devletine savaşa girmemesi durumunda KAPİTÜLASYONLARI kaldırmayı önerdiler. Osmanlı Devleti ise tek taraflı olarak kapitülasyonları kaldırdığını ilan etti.
OSMANLI DEVLETİ'NİN SAVAŞA GİRİŞİ:
İngilizlerden kaçan Goben ve Bresleu isimli iki Alman gemisi Osmanlı'ya sığındı. Osmanlı Devleti bu gemileri satın aldığını bildirerek teslim etmedi. Yavuz ve Midilli adı verilen bu gemiler Karadeniz'e açılarak Rus limanlarını bombalayınca Osmanlı Devleti de savaşa girmiş oldu. (1914)
OSMANLI DEVLETİNİN SAVAŞTIĞI CEPHELER:
1) KAFKAS CEPHESİ:
Enver Paşa Ruslarla SARIKAMIŞ MUHAREBESİNİ yaptı. Erzurum,Erzincan, Muş, Bitlis ve Trabzon Rusların eline geçti. Ruslar bölgedeki Ermenileri silahlandırarak Türk Halkının üzerine sevkettiler. Ancak Rusya 1917'de BOLŞEVİK ihtilali çıkınca bölgeden kuvvetlerini çekti. Rusya ile BREST- LİTOWSK anlaşması imzalandı. (1918) Buna göre Ruslar 1878 Berlin Antlaşmasıyla aldıkları Kars, Ardahan ve Batum'u Türkiye'ye bıraktılar.
2) ÇANAKKALE CEPHESİ:
Sebepleri:
a) Çanakkale'yi geçerek İstanbul'u almak, böylece Osmanlı Devletini savaş dışı bırakmak.
b) Müttefikleri Rusya'ya ekonomik ve askeri yardımda bulunmak
Sonuçları:
a) İtilaf Devletlerinin denizden ve karadan taarruzları püskürtüldü.
b) Osmanlı Devletini savaş dışı bırakamadılar. Savaş uzadı.
c) Müttefikleri Rusya'ya askeri ve ekonomik yardımı götüremediler. Bu durum Rusya'da 1917 ihtilalinin çıkmasına ve Rusya'nın savaştan çekilmesine yol açtı.
d) Mustafa Kemal Anafartalar, Conk Bayırı ve Arıburnu'nda kazandığı başarılarla tanındı.
e) Çanakkale savaşlarında iki tarafta çok sayıda insan kaybetti.
3) KANAL CEPHESİ:
Sebepler: Süveyş kanalını ve ardından Mısır'ı alarak İngiltere'nin sömürgeleriyle bağlantısını kesmek amacı ile Almanya'nın isteği doğrultusunda Osmanlı askerinin saldırısı ile bu cephe açılmıştır.
Sonuç: İngilizler isyancı Araplar sayesinde Türk ordusunu geri çekilmek zorunda bıraktı.
4) IRAK CEPHESİ:
Sebepler: İngilizler hem Irak petrollerine sahip olmak, hem de Rusya'ya karadan yardım ulaştırmak amacıyla Basra Körfezi'ne çıktılar.
Sonuç: Osmanlılar KUTÜ'L AMARE'de bazı başarılar elde ettilerse de daha sonra Musul'a çekilmek zorunda kaldılar.
5) YEMEN-HİCAZ CEPHESİ:
İsyancı Arap ve İngilizlere karşı savaşıldı.
6) MAKEDONYA-GALİÇYA CEPHESİ:
Bu cephede müttefikimiz Avusturya ve Bulgaristan'la birlikte Rus ve Fransız kuvvetlerine karşı savaştık.
7) SURİYE-FİLİSTİN CEPHESİ:
Kanal harekatının bir devamı niteliğindedir. Bu cephede Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığını son olarak M.Kemal Paşa yapmıştır.
I.DÜNYA SAVAŞININ SONA ERMESİ:
Rusya'nın savaştan çekilmesiyle Avusturya-Macaristan, Almanya, Bulgaristan ve Osmanlı Devleti İtilaf Devletlerine karşı üstün duruma geldiyse de bu durum fazla uzun sürmedi.
Almanya'nın İngiltere'ye silah ve hammadde taşıyan ABD gemilerine zarar vermesi üzerine ABD'de Almanya'ya karşı savaşa girdi. Bu durum savaşın kaderini değişti. Almanya batı cephelerinde çöktü. Almanya'nın yardımları ile ayakta duran Osmanlı ve Bulgar kuvvetleri zor durumda kaldılar. Sonunda İttifak devletleri aşağıdaki barış antlaşmalarını imzalamak zorunda kaldılar.
I.DÜNYA SAVAŞI SONUCU İMZALANAN BARIŞ ANTLAŞMALARI:
Almanya ile ------->, VERSAY
Avusturya ile ------->, SAİNT GERMEN(Sen Cermen)
Macaristan ile ------>, TRİANON
Bulgaristan ile ------->, NÖYYİ
Osmanlı ile ------->, SEVR barış antlaşmaları ... imzalanmıştır.
FRANSIZ İHTİLALİ
Sebepleri:
Fransız ihtilalinin sebeplerinin iç ve dış sebepleri olacak iki kısımda işleyebiliriz.
İç Sebepler:
1- Krallık Rejiminin İstibdadı: Fransa XVI. yüzyıldan beri koyu bir mutlakıyetle yönetilmekte idi. Krallar, memleketin sahibi ve efendisi sayılırdı. Kralın Tanrı'dan başka kimseye hesap vermeyeceği kabul olunurdu. Kral ve çevresinin , zengin ve gösterişli yaşamına karşılık, halkın sıkıntılı yaşamı, Kral'a tepki duyulmasına yol açmıştır.
2- Sosyal Durum ( Halkın çeşitli Sosyal Sınıflara Ayrılması ): Fransız milleti eşitsizlik üzerine kurulmuş sosyal bir yapıya sahipti. Halk, birbirlerine eşit olmayan ve başka hak ve imtiyazlara sahip bulunan , Soylular - Rahipler - Burjuvalar- Köylüler olarak, dört ayrı sınıfa bölünmüştü.
Soylular: Büyük toprak ve Malikane sahibi idiler. Devlet memurluğu ve askerlikle uğraşırlar, devlete vergi vermezlerdi. Topraklarında, köylüleri çalıştırırlardı.
Rahipler: Arazi ve mal sahibi idiler. Din bakımından Papa'ya bağlıydılar. Devlet ve Halk üzerinde dinsel otoriteye sahiptiler. Devlete vergi vermezlerdi.
Burjuvalar: Şehir ve kasabalarda oturan, iş ve ticaret'le uğraşan kesimdi. Aydınlar bu sınıf içinde idi. ( Doktor, Mühendis, Avukat, Tüccar, Sanatçı ) . Siyasal hakları yoktu. Devlete vergi verirlerdi.
Köylüler: Halkın çoğunluğunu oluşturmakta idiler. Vergi verirler, askerlik yaparlar, soylu kişilerin ve rahiplerin tarlalarında çalışırlar, gerektiğinde onların angaryalarını görürlerdi. Hiçbir siyasal hakları yoktu. Okuma - Yazma bilmezlerdi. Ekonominin bütün yükü, vergileri bu sınıf karşılıyordu.
3- Fransız Aydınlarının Etkisi: XVIII.yy.da Fransa'da yetişen filozoflar, düşünceleri ve eserleriyle, Fransız halkını etkilemişlerdir. Bu aydınlar içinde en etkili olanları, Monteskiyö, Volter, Didero ve Jan Jak Ruso' dur.
Monteskiyö , İran Mektupları '' adlı eserinde, bir İranlının ağzından Fransa' daki devlet rejimini, memleket yönetimini, sosyal durumu eleştirerek, hükümetin uygulamalarını ve soyluların yaşayışlarını halka göstermeye çalışmıştır. ''Kanunların Ruhu Üzerine'' adlı eserinde, devlet rejimlerini inceleyerek, en iyi devlet rejiminin, kanunları yapan kuvvetle, yürütme kuvvetlerinin birbirlerinden ayrıldıkları rejimler olduğu fikrine ulaşmıştır.
Volter : Felsefe, Tarih, Edebiyat, Sosyoloji, Din alanlarında eserler yazmış, eserlerinde özgürlük ve vicdan özgürlüğü üzerinde durarak, genellikle Kilise ve Papazları eleştirmiştir.
Didero : Fransa'nın en büyük Ansiklopedist lerindendir. Fransızları kültür yoluyla yükseltmeye çalışmış, devlet yönetimini eleştirerek, rejimin değişmesi gerektiğini söylemiştir.
Jan Jak Ruso : Düşünceleriyle, Fransız halkını en çok etkileyen düşünürdür. '' Sosyal Mukavele '' ( Contrat Social ) adlı eserinde, '' İnsanın hür olarak doğduğunu, fakat her yerde zincire vurulmuş bulunduğunu, hakları çiğnenen insanların, bu haklarını geri almaları için, ihtilalin meşru bir araç olduğunu, hükmetme hakkının yalnız millette bulunması gerektiğini söylemiştir.
4- Mali Zorluklar, Vergilerin Ağırlığı : Fransız ihtilalinin en temel nedenidir. Sarayın israfları, Fransa'nın XVIII.yy. boyunca girdiği savaşlar, devletin ekonomik durumunun daha da bozulmasına yol açmış, halktan alınan vergilerin artırılmasına yol açmıştır.
5- Eta jenaronun toplanması. (5 Mayıs 1789)
Dış Sebepler:
1-Rönesans sonrasında ortaya çıkan aydınlanma çağının etkisi .
2-Amerikanın bağımsızlığını kazanması.
3-İngiliz meşrutiyetinin etkisi.
İhtilalin Başlaması ve Dönemleri :
Fransa Kralı, XVI. Lui' nin, halktan yeni bir vergi almak için ''Etajenero'' yu toplamasıyla başlayan İhtilal 5 dönemden geçmiştir.
1. Etajenero, Milli Meclis ve Kurucu Meclis Devri (1789 - 1791) : Etajenero'nun, 5 Mayıs 1789' da toplanmasıyla başlayan bu dönemde, köylü ve Burjuvaların milletvekilleriyle, soylu ve rahiplerin milletvekilleri arasında toplanma konusunda anlaşmazlık baş göstermiştir. Toplantıların ayrı ayrı salonlarda değil, aynı salonda yapılmasını isteyen köylü milletvekillerinin isteği, soylu ve rahip milletvekilleri tarafından reddedilmiş, bunun üzerine bir araya gelen köylü ve burjuva milletvekilleri, halkın % 96'sını temsil ettiklerini ileri sürerek, Etajenero' ya, ''Milli Meclis'' adını vermişlerdir.
Kral'ın soylu ve rahip milletvekillerinin etkisinde kalarak ,meclise karşı zor kullanmak istemesi, ve maliye bakanı Neker' i görevinden atması üzerine halk ayaklanarak, siyasal hükümlülerin hapsedildikleri ''Bastil Hapishanesi'' ni basmıştır. Hükümlüleri kurtardıktan sonra hapishaneyi yakmış, yıkmıştır. ( 14 Temmuz 1789 )
Bu olaydan sonra Fransız halkı silahlanmış ve İhtilale katılmıştır.
Milli Meclis,
1. Soyluların ve Rahiplerin derebeylik döneminden kalma bütün haklarına ve ayrıcalıklarına son vererek, eşitliği kabul etti.
2. Yeni bir Anayasa yaparak, İnsan ve Vatandaş Hakları bildirisini ( 17 madde ) anayasa'nın başlangıcına koydu.
3. Yaptığı , yeni Anayasa nedeni ile Milli Meclise, Kurucu Meclis ( Assamblée Constituant) adı verildi.
Kurucu Meclis: Çalışmaları ,
1. Fransa Meşruti bir krallık olmuştur.
2. Kanunları yapma yetkisi meclise, yürütme görevi kralın seçeceği Bakanlar Kurulu'na bırakılmıştır.
3. Kral' a kanunları veto hakkı tanınmıştır.
4. Kralın kaçma girişimi üzerine Cumhuriyet'in ilan edilmesini isteyenlere katılmamış, Kral'a Anayasa'ya sadık kalacağına dair yemin ettirmiştir.
5. Üyelerinin hiçbirisinin, yeniden seçilmemesi koşuluyla kendini dağıtmıştır. ( 30 Eylül 1791 )
2. Meşruti Krallık Meclisi Devri ( 1791-1792 ): Bu dönemde, yeni anayasadan memnun olmayan halk ve Cumhuriyetçiler, Paris'te büyük bir gösteri yapmışlar, kraldan yana olan Paris Belediye Meclisini dağıtarak ''Komün'' denilen Belediye Meclisini kurmuşlardır. Kralın oturduğu ''Tüilöri Sarayı'' na yürümüşler, sonuçta Kral tahttan indirilerek, ailesiyle birlikte hapsedilmiştir. Meşruti Krallık Meclisi' nin dağılması üzerine, Ülke yönetimi ''Komün'' ün eline geçti. 1791 Anayasa'sı yürürlüğünü kaybetti.
3. Milli Konvensiyon Meclisi Devri ( 1792-1795) : Cumhuriyet ilan edilmiş ancak Cumhurbaşkanı seçilememiştir. Mecliste, Jirondenler ( İllerden seçilmiş milletvekilleri) , Montanyarlar ( Paris Milletvekilleri ), Mutediller ( Meclisin ortasında oturanlar- Kararsızlar) olmak üzere üç parti oluşmuştur. Jirondenler, İhtilalle kazanılan hakların kan dökülmeden yürütülmesini ve uygulanmasını, Montanyarlar, Cumhuriyetin ve kazanılan hakların kan dökülerek ve şiddetle korunmasını istemişlerdir. Jirondenlerin yönetimi ele geçirme çabası sonuç vermeyince, Montanyarlar'la arası açılmıştır. Kral ve Kraliçe yargılanarak idama mahkum edilmişlerdir. ''Devrim evlatlarını yer'' kuralının işlediği dönemdir. İhtilalin etkili isimlerinden Danton ve Robespiyer idama mahkum edilmişlerdir. ''Genel Kurtuluş Komitesi'' ve ''İhtilal Mahkemeleri'' kurularak, haklı-haksız binlerce kişi öldürülmüştür. Meclis tarafından Komite ve İhtilal Mahkemeleri ne son verilmiş, Konvensiyon meclisi yeni bir Anayasa yaparak kendini dağıtmıştır.
4. Direktuvar Devri ( 1795-1799 ) : Devletin rejimi Cumhuriyettir. '' Beşyüzler Meclisi '' ve '' İhtiyarlar Meclisi '' olarak iki meclis oluşmuştur. Kanunları yapmak, Beşyüzler meclisinin, onaylamak İhtiyarlar Meclisinin görevidir. Yönetimi iki meclisin belirleyeceği 5 kişiden oluşan Beş Direktör yapacaktı. İçte kralcılar ve rahiplerle, dışta Avusturya- Prusya-Hollanda ile yapılan savaşlarla uğraşılmıştır. Napolyon, Mısır başarısızlığı üzerine Fransa'ya geri dönmüş, bu yönetime karşı olanlarla birleşmiş, Beşyüzler Meclisi toplantı sırasında iken meclisi askeri kuvvetlerle basarak üyelerin hepsini tutuklatmıştır. Bu gelişmeler üzerine İhtiyarlar Meclisi kendini dağıtmış, böylece Direktuvar devri sona ermiştir.
5. Konsüllük Devri (1799-1804) : Anayasa'nın yeniden yapılması için iki komisyon kurulmuş, yürütme ve yönetme işlerine bakmak için de üç kişiden oluşan, Konsül seçilmiştir. Konsülün birinci kişisi Napolyon Bonapart' tı. Napolyon'un yazdığı Anayasa'ya göre üç konsül ülkeyi on yıl yönetecekler, kanunları Senato ve Tribuna adlarıyla anılan meclisler yapacaktı. Meclis üyelerinden birisinin, Napolyon'un İmparator olmasını önermesi üzerine halkoyuna gidilmiş, Napolyon İmparator seçilmiştir. Böylece Konsüllük devri sona ererek I.İmparatorluk dönemi başlamıştır.
Avrupa’nın Tutumu
İhtilalinin başlangıcında Avrupa’da tepki meydana gelmedi. Hatta bu kargaşadan Fransa’nın zayıflayarak çıkacağı düşüncesi uyandı. 1791 anayasasındaki Fransa fetih amaçlı savaşlardan vazgeçmiştir” maddesi memnunluk uyandırmıştı.
Ancak ihtilal sonucunda mutlakıyetin yıkılıp cumhuriyetin kabulü Avrupa krallıklarını telaşa düşürdü. Avrupa devletleri Fransa’ya karşı birleşti.
İhtilal Savaşları(1792-1815)
Fransa ile Avrupa devletleri arasında yapılan savaşlarda Fransa Avrupa’nın büyük bir kısmını ele geçirdi. Avrupa coğrafyası büyük ölçüde değişti. Savaşlar Napolyon’un yenilgisi ile sonuçlandı.
Fransız ihtilalinin Sonuçları:
1. Soyluların ve rahiplerin ayrıcalıkları kaldırılarak eşitlik ilkesi getirildi.
2. Mutlak monarşi yıkılarak, egemenliğin halktan geldiği kabul edildi.
3. Eşitlik, adalet, milliyetçilik, hürriyet, ulusal egemenlik, laiklik, cumhuriyet gibi kavramlar önem kazandı.
4. Milliyetçilik fikrinin yayılması ile imparatorluklar dağılma sürecine girdi.
5. Mahalli otorite yerine merkezi otorite kabul edildi.
6. Eski toplum, eski kültür değerleri ve idareler değişim geçirdi.
7. Fransız İhtilali sonuçları bakımından evrensel olduğundan yeniçağın bittiği, yakınçağın başladığı kabul edildi.
8. İmparatorlukların yıkılması ile milli devletler kurulmaya başladı.
9. Dağınık halde bulunan milletler siyasi birliklerini kurmaya başladılar.
10. Daha önce İngiliz bilgini Locke tarafından ileri sürülen ve Amerika bağımsızlık savaşları sırasında Amerikalılar tarafından kabul edilen İnsan Hakları Bildirisi Fransızlar tarafından dünya çapında bir bildiriye dönüştürüldü. Bunda milliyeti, ailesi ne olursa olsun bütün insanların elde edecekleri doğal haklar belirtilmiştir.
Napolyon'un Fransa'da İmparatorluğunu ilan etmesi ve I.İmparatorluğu kurması, Avrupa'daki siyasi dengeleri yeniden bozmuş, İmparatorluk rejimini tanımak istemeyen devletler, Fransa'ya karşı yeniden bağlaşmalar kurmuşlardır. İhtilal sırasında kurulan 2 bağlaşmayla birlikte Fransa'ya karşı toplam 7 bağlaşma kurulmuş, 1805-1815 yılları arasında savaşlar olmuştur.
III. Bağlaşma :
Fransa : İngiltere + Avusturya + Rusya
Nedeni: Napolyon' un İtalya'da kendine bağlı devletler kurmak ve Almanya'yı istila etmek istemesi.
Gelişme: Trafalgar deniz savaşında, Fransız donanmasının Amiral Nelson komutasındaki İngiliz donanmasına yenilmesi üzerine Napolyon, Avusturyalıları ve Rusları yenilgiye uğratarak Viyana'ya girmiş, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğunu yıkarak ''Ren Konfederasyonu'' adıyla bir Alman Devleti kurmuş, Avusturya'yı ayrı bir devlet haline getirmiştir.
IV.Bağlaşma :
Fransa , Prusya + İngiltere + Rusya
Nedeni: Ren Konfederasyonunun kurulmasının, Almanya'nın en gelişmiş devleti olan Prusya'nın çıkarlarına uygun olmaması
Gelişme : Napolyon, Prusyalıları ve Rusları yenilgiye uğrattı. Ruslarla ''Tilsit Antlaşmasını'' imzaladı. Buna göre Prusya ve Lehistan'ın bir bölüm toprakları, Fransa ile Rusya arasında paylaşılıyor, Napolyon , Rusya'nın Osmanlı Devleti üzerindeki isteklerini kabul ediyordu.
V. Bağlaşma:
Fransa , İngiltere + Avusturya + İspanya
Nedeni: Napolyon'un , İspanya' yı ele geçirmek istemesi, İspanyollara yardım eden İngilizlere yenilmesi.
Gelişme: Napolyon Avusturyalıları yenilgiye uğratarak, sınırlarını genişletti.
VI. Bağlaşma:
Fransa , İngiltere + Rusya + Prusya + Avusturya
Nedeni: IV.bağlaşmadan sonra, İngiltere'nin Avrupa limanlarını, Fransa'nın Rusya ile birlikte İngiltere'ye karşı kurmuş oldukları kara ablukalarının, devletlerin ekonomik faaliyetlerine zarar vermesi üzerine, Rusya' nın Napolyon'dan ayrılarak, İngiltere'ye limanlarını açması. Napolyon Rusya üzerine sefere çıkarak, Moskova'ya girdi. ( 1812 ) Ruslar, şehri yakarak, Napolyon'u zor durumda bıraktılar. Çar'ın Napolyon' un barış teklifini kabul etmemesi üzerine, Napolyon geri çekilmek zorunda kaldı.
Gelişme: Napolyon'un yenilgisinden yararlanmak isteyen bağlaşıklar, Almanya' da ( Leipzig ) Napolyon'u yenilgiye uğrattılar. Fransa'ya çekilen Napolyon, bağlaşıkların Paris'e girmeleri üzerine, İmparatorluktan çekildi. Fransa'da meşruti krallık rejimi kuruldu, Napolyon Elbe adasına sürgüne gönderildi.
VII. Bağlaşma:
Fransa , İngiltere + Rusya + Prusya + Avusturya
Nedeni: Bağlaşıkların Viyana'da kongre topladıkları sırada, Napolyon'un, Elbe adasından kaçarak Fransa kıyılarında yeni kraldan ( XVIII.Lui ) memnun olmayan halk ve ordu tarafından İmparator olarak karşılanması.
Gelişme: Napolyon, Vaterlo'da , İngiliz ve Prusya kuvvetlerine yenildi. ( 1815 ) Napolyon, Amerika'ya kaçmak isterken yakalanarak, Sen Helen adasına sürülmüş, 1821'e kadar yaşamını sürgünde sürdürmüştür